Ev Yapımı Bulaşık Makinesi Deterjanı

Doğal ve kaliteli olanın fakirlik olduğuna inandırdılar bizi, sistemli ve bilinçli.

Ahşap yer döşemesi, pencere ve kapılar fakirler içinmiş duvardan duvara halı döşetemeyen ve karo yaptıramayanlar içinmiş gibi oldu mesela. Köy yumurtası ve tereyağı çok köylüydü zaten mis gibi margarin dururken. Manavdan hepsi bir örnek naylondan farksız sebze meyveleri alacak gücü olmayanlar bahçesine iki kök biber domates diker ağaçtan meyve koparmaya tenezzül ederdi. Evdeki bakır kaplar üç otuz kuruşa verilip cağnım melamin tabaklar alındı. Emaye şimdilerde modaysada o zamanlar yüzüne bakan olmazdı. Arap sabunu mu? Bırak canım onu allasen!!!

Şimdilerde de bi organik beslenmedir gidiyor ya organik sertifikası nasıl alınır ve ne imkansıza yakın bir şeydir organik tarım günümüz şartlarında bilmeyenlerce.

Ama evladiyelik tohum dersen koleksiyonunu yapıyorum o ayrı.

Ama değil anacım bu çılgınlığa kapılmış değilim, dikkatli davranıyorum sadece mevsim ürünü değilse almıyorum mesela, pazardan tanıdığım köylülerden alışveriş yapma şansım var ki bu bir ayrıcalık onunda farkındayım.

Yasaklar yok bizim evde mesela, Efekan çikolata yemeyi kendi reddediyor, tabi şimdilik bence bu durum ama ne kadar geç o kadar iyi. Cips konusunda aynı şeyi söyleyemeyeceğim ama monosodyum glutamat’ı da neredeyse tamamen doğru telaffuz edebilecek kadar biliyor ve bu yüzden canı cips istediğinde bazen kendisi almaktan vazgeçiyor bazen alsa da bir iki tane yeyip bu kadar yeter diyerek paketi bana veriyor ee bazen de hepsini afiyetle yiyor. Konserve ve dondurulmuş gıda gibi ambalajlı hazır gıda maddesi tüketmiyor, hamburger vs gibi zincir gıda firmalarına gıcık. Bazen “anne anneleri o çocuklara neden hamburger yediriyor bilmiyor mu ne kadar zararlı olduğunu?” diyor mesela. Dışarıda yemek yemeye karşı “mis gibi evde yeriz” diyor ama halinden de belidir ki aslında hiç bir şey yemiyor :).

Bende bir süredir becerebildiğim kadar kimyasal, koruyucu, tatlandırıcı, E bilmemkaç gibi şeylerden uzak durmaya çalışıyorum aynı zamanda kapitalizm ve tüketim şeysinede kendimce kafa tutuyorum evdekilerinde katkısı ile.

Ekmek yapmak, yufkadan cips yapmak ya da Ev Yapımı Çamaşır Makinesi Deterjanı yapmak bu eylemlerim arasında sayılabilir.

Şimdi sıra bulaşıklarda.

Bir ayı aşkın süre bu deterjanı kullandım ve neticede paylaşıma değer buldum.

1 ölçü çamaşır sodası

1 ölçü limon tuzu

1/4 ölçü karbonat

1/4 ölçü tuz

hepi topu bu.

Çamaşır Sodası;

Sert sulardaki kalsiyum ve mağnezyum iyonlarını tutarak; deterjan veya sabunun çökmesini engeller. Böylelikle kullanılan temizlik maddesinin daha aktif temizleme yapmasına katkıda bulur. Deterjan formülasyonunda yer alan yardımcı maddelerin görevini yapar.Sodyum karbonat sert sulardaki kalsiyum ve mağnezyum iyonlarını tutarak; deterjan veya sabunun çökmesini engeller. Böylelikle kullanılan temizlik maddesinin daha aktif temizleme yapmasına katkıda bulur. Deterjan formülasyonunda yer alan yardımcı maddelerin görevini yapar.Sodyum karbonat bir ölçüde de deterjan olarak görev yaparak; lekelerin ortamdan uzaklaştırılmasına katkıda bulunur. Yüksek alkalitesiyle iyi bir su yumuşatıcısı, fakat tek başına iyi bir deterjan değildir. Sabun, deterjan gibi maddelerle kombine edildiğinde iyi sonuç vermektedir. Özellikle doğal temizlik maddesi formülasyonlarında rendelenmiş zeytin yağlı sabun ile birlikte sodyum karbonat kullanımı suyu yumuşatarak sabunun temizleme gücünü arttırmasındandır.

Karbonat;

Beyazlatıcı, koku giderici, ve temizleme etkisi var. Krem temizleme maddelerinin kullanıldığı yerlerde rahatlıkla kullanılabiliyor. Kimyasal özelliği gereği bulunduğu ortamın pH’sını nötralize ediyor.

Limon Tuzu:

Sitrik asit limon tuzu olarak bilinmekte. Sitrik asit metaller üzerindeki pas ve diğer lekeleri çözme özelliğine sahip. Bu nedenle metal yüzeylerin parlatılması amacıyla kullanılıyor ve suyun yumuşatma etkisi de bulunmakta.

Yaptığım deterjan temizleme anlamında piyasada satılan bulaşık deterjanlarına kafa tutabilir düzeyde diye düşünüyorum ama tarif geliştirilebilir zira onca kimyasala kafa tutmak o denli kolay değildir sanırım. Ama en azından bulaşıklar üzerinde ne olduğunu bilmediğim kimyasal kalıntılarda bırakmıyor.

Şimdilik tek sıkıntı cam ve metallerde matlaşma ya da su izi.

Sirkenin bu işte kullanıldığını ve parlatıcı gözüne eklendiğini duymuştum ancak parlatıcı gözünü bulamadım 🙂 bu denli de haşır neşirim yani bulaşık makinesi ile.

Bulaşıkların üzerine serpiyorum sirkeyi ve muhtemel parlatıcı gözü olması gereken ama nasıl açıldığını bir türlü bulamadığım yere döküyorum birazda.

Sonuç gayet iyi.

 Tarifi geliştirirsem de burada buluşuruz.