Monthly Archives: Kasım 2014
Kas25
Kas24
Bir Gezinin Anatomisini Ağlatmak
Bir yazı vaktinde yazılmamışsa yazılamıyor bir türlü, bir sürü iş giriyor araya, sonra ama mutlaka bahsetmeliyim diyorsunuz onca mutlu oldum keyif aldım fotoğraflarken bunu kesin bloga koymalıyım dedim madem üstünden bunca vakit geçtiyse de yazmalıyım.
Ama önce bir uyarı bu yazı çok fazla fotoğraf içermektedir ben saymayı 54 te bıraktım, benden daha çılgını çıkarsa tam rakamı öğreniriz.
Bir yolculuk yaptık biz, bir çok güzel yer gördük, bir sürü şey öğrendik, mutlu olduk…
Kaş’tan çıktık yola ilk durak Konya. Ama yolüstü Göynük’te Dino Park var, aramızda biraz tartıştık şimdi mi gidelim sonra mı diye? Şimdi dedik, zira Efekan biraz daha büyüdüğünde dinozor maketleri o kadar heyecanlandırmayabilir gibi geldi bize.
30 Bin metre kare alan üzerine yapılmış park. T-Rex, Spinosaurus, Tyrannosaurus, gibi 30 ayrı dinozor türünün bulunduğu parkta, 28 dinozor maketi hareketli ve sesli bu durum Efekan yaşında bir çocuk için oldukça heyecan verici.
Parkın giriş ücreti kapıda 30 TL ama internetten çeşitli tur şirketlerinden avantaj paketi şeklinde satış 16 TL parka girmeden önce yaptığım minik araştırma burada işimize yaradı mutlaka şansınızı deneyin kasaya bu paketlerden bahsettiğimizde internetten alabileceğimizi söyleyip yardım teklif etmezken telefonumu çıkarıp tamam o zaman alalım hemen deyince kasadan işlem yapmayı teklif ettiler mutlaka ısrarcı olun.
Kapıda ödediğiniz giriş ücreti ile içeride bir sürü şeyden ücretsiz faydalanabiliyorsunuz, çocuklar için kazı havuzu, trambolin, tırmanma duvarı, dinovivor, midilli bu ücretsiz hizmetler içinde sayılırken havuz oyunları ekstra ücretli aktiviteler içinde.
Yetişkinler içinse Deep Fear diye adlandırılan korku tüneli ve parkın bir kısmını metrelerce yukarıdan gerilmiş çelik halatlardan kayarak gezmek sayılabilir.
Kocakişisi kaydı mesela ama ben korkuma bahane bel fıtığı buldum.
Benim en sevdiğim T-Rex ve Korku tüneliydi diyebilirim.
Korku tüneli canlı performans içeride bizi maketler değil animatörler bekliyor, konsepte uygun makyajları yapılmış, uygun kostümler içerisinde gerçek insanlar. Sonra bir tren vagonunda değiliz mesela, 13 odadan oluşan bu tüneli yürüyerek gezmeliyiz, ortam labirent gibi ve tıpkı hastane konulu Japon korku filmi dekorlarıyla donatılmış, ameliyathane, doğumhane, muayene odası, hastane morgu, kirli tuvaletler, mezarlık. Oldukça loş bir ortam, nereye doğru hareket etmemiz gerektiğini ilk anda göremiyoruz, hatta yanlış tarafa gittiğimiz bile oluyor ve sağdan soldan pat diye önünüze çıkan, bize dokunan korkutucu insanlar var, bizi takip ediyorlar hatta ellerinde baltayla bıçakla kovalıyorlar, çığlıklar atıp kükrüyorlar, dolaplardan köşelerden fırlıyorlar, etraftaki eşyalara vurup gürültü çıkarıyorlar, yürüyerek girdiğimiz tünelde koşmaya başlıyoruz. Bunun bir oyun olduğunu bilsek de deli hemşire kılıklı biri birden karşımıza çıkınca üstelik bu ortam müzik ve ışıkla da desteklenince basıyoruz çığlığı. İlk birkaç odada kahkaha atan ben alttan korku filmlerinde çalan çocuk şarkısını kapıları kırık, lavaboları aynaları kanlı kusmuklu tuvalette duyunca donup kalıyorum. Şöyle bir şey şarkı.
Parktan ayrıldığımızda içeride video kaydetmek aklımıza gelmediği için çok pişman olduk biz, üstelik sezon sonu olduğu için 3 animatör bizi bu hale getirmişti sezonda 13 kişilermiş. Sezonda bir kere daha gidip iyice korkup kafa kamerası ile de video çekmeyi düşünüyoruz sizde gelin belki karşılaşırız.
Ardından Konya.
Çok yer gezdik Konya’da;
Konya sokaklarını ve eski kapıları keşfe çıktık mesela.
Şehre sokak yaparken gökyüzü yapmayı unuttuklarını gördük.
Güvercinlere yem verip iyi ki ara sokaklar var dedik, hala eskileden bir şeyler kalan.
Toprak kaplar satan bir dükkana dalıp dükkanı işleten amca ile bir bardak çay içip aldığım toprak bardağa mezarlık ziyaretinde çaldığım bir sucullent dalını ve kayınvalidemin verdiği kaktüsü diktim.
Sonra Kocakişisi şöyle bir hot kütür altın elbise aldı bana afedersin.
Bende kendimi yeni bir makine ayağı ve dikiş sökücü alarak şımarttım. Birde sekiz yılın ardından alyansımız oldu.
Şehirde nasıl batarmış güneş unutmuştuk.
Meram Belediyesince yapılmış 80 Binde Devri Alem adlı tematik parka gittik. 80 Bin metrekarelik alanda yapılan park 3 bölümden oluşuyor. Masal kahramanlarının bulunduğu Pamuk Şekeri
Dinozor maketlerin yer aldığı “T-Reks” adlı bölüm
Adriyatik Denizinden Çin’e kadar büyük bir coğrafya üzerinde atalarımızın kurduğu medeniyetin taştan yapılmış abidelerinin minyatürlerinin bulunduğunu “Cihan-ı Türk” adlı bölüm. Bu bölümde 120 maket bulunurken 6 dilde sesli bilgi veren otomatik makineler bulunuyor. Ama bir Anıtkabir bulunmuyor.
Park ilginç şekilde jiletli tellerle çevrilmiş vaziyette bu teller parkın içerisindede devam ediyor bazı yerlerde ve duvar bazı kısımlarda bir çocuğun dokunabileceği dolayısıyla kendine zarar verebileceği yükseklikte.
Dışarıdan yüksek duvarlarla korunan bu parkın ayrıca böyle tellerle çevrilmesine çok anlam veremezken Efekan’ın animasyon kahramanlarından birine yaklaşıp fotoğraf çektirmesinden dolayı bir güvenlik görevlisinin bizi markaja alıp uzun süre takip etmesi bu olay artık rahatsız edici hale gelince kendisine durumu sormam neticesinde o bölümde gezen tüm ziyaretçiler önünde tartışmamız, çocuklar için yapılan bir parkın çocuklardan sakınılması ve çitlere dokunduğu için laf edilen 6 yaşındaki bir çocuğun bu 80 Bin metrekareyi tedirginlikle dolaşması oldukça zevksizdi.
Parktan benim gözüme takılıp beni gülümseten ayrıntılardan biri mesela bir minyatür üzerinde unutulmuş maket bıçağıydı.
Mevlana’sız Konya gezisi mi olurmuş? Olmaz elbet.
Konyada son durağımız Bilim Merkezi idi.
Konya Bilim Merkezi Türkiye’nin TÜBİTAK destekli ilk bilim merkezi
25 Bin metrekare kapalı alana sahip Konya Bilim Merkezi toplamda 100 Bin metrekare bir alan üzerine kurulmuş. Sergi alanları, eğitim birimleri, konferans salonları, kütüphaneler, kitap satışı gibi alanları içeren bilim merkezi Bilimin Sultanları ve Dünyamız temalı iki sergiye ev sahipliği yapıyor.
Örneğin Dünyamız sergisinde dünyanın katmanları, deprem testi, gerçek zamanlı sismograf, fay hatları, yanardağlar, eski zamanlarda iklimler, jeotermal enerji, kumullar, yaşamın tarihi, iklim odaları ile helikopter ve 80milyon yıl öncesinde Anadolu sular altındayken yaşamış bir deniz sürüngeni olan Mosasaur bulunuyor.
Bilimin Sultanlarında Müslüman alimlerin; uçuş ilkelerini keşfettiği, görme kuramını tanıdığı, günümüzde kullandığımız sayı sistemleri ile trigonometriyi geliştirdiği ve nicel kimyada öncü rol oynadığı önemli bilimsel gelişmelerin yaşandığı altın çağı, dinamik tasarım ve geliştirme becerilerini bize tanıtıyor.
Sergi; Uçuş , Su Yükseltme Sistemleri , Eğlenceli Teknoloji, Matematik, Sanat ve Mimari, Astronomi, Tıp ve Cerrahi, Beytülhikme, Optik, Muhteşem Kaşifler ve Keşifler Bölümlerinden oluşuyor.
Bilim Merkezinin Gözlem Kulesi geziye açık değildi,biz de Planetaryuma gidip astronotlar ve uzayla ilgili çok güzel bir gösteri izledik.
Konya Bilim Merkezi’nde yer alan planetaryum; çapı 14 m olan tam küre formunda, 100 kişi kapasiteli optik ve optomekanik sistemi bulunan, gökyüzü, gök cisimleri ve benzeri görüntülerle hazırlanan özel görsellerin ve bilimsel içerikli özel filmlerin izlenebileceği bir kubbe sinema.
Planetaryumu geleneksel sinema ya da tiyatro salonlarından ayıran en önemli özellikleri kubbe biçimindeki perdeleri ve bu perdeye güneşin, yıldızların, gezegenlerin ve diğer gök cisimlerinin yapay görüntüsünün özel bir yansıtıcı yardımıyla gerçeğine çok yakın bir biçimde yansıtılmasıymış.
Elbette ilgi alanımız olan şeyler algıda seçicilik ile bir adım öne çıkıyor.
Bilim Merkezinin bahçesinde ise Selçuklu eserlerinden yapılmış bir minyatür sergisi var.
Ardından Uşak’a doğru yol aldık.
Yolculuk için seçilebilecek en güzel saatlerdi. Sanki güneşe varıyorduk.
Yel değirmenlerini izledik, keşke dedim içimden keşke…
Dayımıza kavuştuk, onunla beşiklere bindik.
Suları artık çekilmiş bir gölete gittik.
Belki 30 yıl sonra dalından alıç yedik.
Mavi kapılar bulduk yine, kilit vurulmasa daha güzel olmaz mıydı?
Tren yollarına kavuştuk, sonsuz gibi görünen.
Tren yollarına kavuştuk, narin kimsesiz.
Tren yollarına kavuştuk,çocukluğumuzla birlikte.
Terk edilmiş bir yataklı vagon bulduk, çocukluğumuza döndük keşif yapmaca oynayıp hayallere daldık.
Kimlere yemek pişti bu vagonda, kimler o demir ranzalarda rüyalara daldı?
Kocakişisi beni çekti.
Ben Kocakişisini.
Sonra gölgemi, çimenlere yeşillere vuran toprağa bağlı ruhuma kardeş.
Sonra birden ansızın beklemediğim bir şekilde hiç görmediği ananesine sarılıverdi biri de yüreğimin ucunu yakıp kül etti.
Kazları kovalayıp, tavukları taklit ettide sonra yeniden içimi sevinçle doldurdu, şükrüme sebep oldu.
Pazar gezdik neredeyse bir minik el bana dolmalığı kavun diye yutturuyordu.
Kendime yol hediyesi aldım sonra eve dönüş yolunda, yolluk kavramını karıştırıyormuş olabilirmişim di ben.
Gezmek ne güzel ve eve dönmek sonra güzel bir akşam üstü.
Kas23
BaykumAş-k
Baykumaş neredeyse her gün beni heyecanlandıran yeni kumaşlar ekliyor siteye.
E posta üyeliği sayesinde sizde bu kumaşlardan herkesten önce haberdar olabilirsiniz zira bazı kumaşlar tek parça ve hemen bitiveriyor.
Bu kez beni heyecanlandıran kumaşlara gelirsek.
Mavi bir örme kumaş, eldivenlerime çok yakışmamış sizcede.
Bu kendinden sökülmüş gibi görünen delikli kumaş salaş bir parça mı olacak romantik bir dikiş mi? Bilemedim..
Bu üç parça birbiri için yaratılmış, üçünü tek bir projede kullanacağım sanırım.
Bu kumaş ise aslında kumaşları paketlemek için kullanılmış Tuğçe Hanım tarafından ama hemen benim Pugsley Addams kılıklı Wednesday Addams ruhumu harekete geçirdi ama belki ilk bu kumaşı dikerim içlerinden.
Sizde hemen bir göz atın belki nicedir istediğiniz kumaş Baykumaş‘ta
Kas22
Haftanın Instagram Anları 51
Yine haftanın sonuna geldiğimize göre Instagram’da Ornitorenk neler yayınlamış, nelerin fotoğrafını çekmiş? bir göz atalım.
Daha fazla fotoğraf görmek ve Instagramda beni takip etmek isterseniz kullanıcı adım goncaceylandikici.
yağıştan dolayı elektrik giderse
kışı sevimli gösteremez ama yine de azıcık sempati duymayı sağlayabilir
dünya çocuk hakları gününde birbirimizin kokusunu yeterince duyma hakkını hakkıyla kullanamadık ya biz
…
fırtınanın ardı
Kas15
Pazen mi Dediniz?
Winter is coming beybi, o zaman Pazenlerin Efendisi’nin mevsimi de gelmiştir.
Peki zamanın ötesine gitmiş bu ceketi hatırlayalım mı?
Nasıl dikmişim ne yapmışım burada.
Chanel’in ruhuna yine bir kez daha dua etmeli ikonik Littel Black Jacket’i hayatımıza kattığı için.
Bu arada Karl Lagerfeld ve Carina Roitfeld’in muhteşem projelerinden Chanel: The Little Black Jacket Kitabından en sevdiğim kadın Tilda Swinton’un yer aldığı kareyi ve kitabın içeriğinde yer alan karelerin kolajını da paylaşayım da tam olsun.
Kas15
Haftanın Instagram Anları 50
Yine haftanın sonuna geldiğimize göre Instagram’da Ornitorenk neler yayınlamış, nelerin fotoğrafını çekmiş? bir göz atalım.
Daha fazla fotoğraf görmek ve Instagramda beni takip etmek isterseniz kullanıcı adım goncaceylandikici.
bebek #succulent günaydını olsun mu?
bütün hafta sıcacık geçen hava bu gün için yüzme planı yaptırmıştı bana 
#cloud atlas
bu hafta olmuş olsun, efekan’a yaklaşmış olayım…
seninkini boşver önce efekan ne yapmış onu görelim diyenler için gelsin o zaman; kırmızılı kadın…
belki o göbeğinde gözü var diye algıladı
Kas13
2015’te Ne Renk Seveceksiniz
Kas7
Haftanın Instagram Anları 49
Bir bakalım bu hafta neler yapmış Ornitorenk, nelerin fotoğrafını çekmiş? Daha fazla fotoğraf görmek ve Instagramda beni takip etmek isterseniz kullanıcı adım goncaceylandikici.
abidin’e söyleyin ben o resmi yaptım
tatlı pıtırcıklarım benim
bu çocuk çarkıda kullandı ya sonunda ben hiç ağzımı açmayayım seramik yapıyorum, yapacağım falan diye
siklamen mevsimi geldi kaş’a
gölgemle bende düşeydim denize ne iyiydi
çocuğuna sahip çıkamayıp elektrik direğine bağlayan bi anayım ben çok örnek bi davranış beklemeyin benden 😛
#tepedenmoda diye bi şi vardı bi de değil mi?
Kas4