Daha önce yayınladığım bulut kolyede yapım aşamalarını anlatmıştım o yüzden burada uzun uzun yazmayacağım reklendirmek için sulu boya ile paleti boyadıktan sonra cila ile rengi sabitledim üzerindeki boyaları oje ile yaptım, fırça ise kürdan ve kuş tüyünden yapılma.
Monthly Archives: Ekim 2012
Bugün Ben 3
Cumhuriyet Bayramında Kaş
Tarih 29 Ekim 1923, Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet’i ilan etmesinin ardından ülkenin dört bir yanına büyük bir coşkuyla duyurulan bu haber, o yıllarda karayoluyla ulaşımı olmayan Kaş’a Elmalı ilçesinden atla gelen bir ulak vasıtasıyla iki gün sonra ulaşır.
Kaşlılar sevinçle bugün ilçenin meydanı olan alanda toplanarak büyükçe bir ateş yakarlar. Yunanistan’ın Meis adasına 7 kilometre uzaklıktaki Kaş’ın meydanına yakılan Cumhuriyet ateşi, karşı adadan da görünecek büyüklüktedir. Ateşin etrafında toplanan 150-200 kişilik grup, evlerinden getirdikleri yemekleri paylaşarak Cumhuriyet ateşinin başında saatler süren bir kutlama yaparlar. Ertesi yıl aynı aynı gün, aynı meydanda toplanan kalabalık, yeniden yakar Cumhuriyet ateşini.
Tarih 1933 Uşak “Cumhuriyeti biz böyle kazandık” pankartını taşıyan köylülerin fotoğrafı, Uşak’ın ilk fotoğrafçısı olan Hüsnü Kazım Özler tarafından çekilir. Fotoğrafta smokinli olarak görünen kişi dönemin Uşak Belediye Başkanı Orhan Kamil Kabalak ‘tır. Ancak fotoğraf daha sonraki yıllarda Genelkurmay Başkanlığı arşivlerine “Polatlı 1929” olarak kaydedilir. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Onursal Başkanı, emekli hakim Tuğgeneral Zeki Güngör, gittiği orduevi ve askeri tesislerde fotoğrafın kopyalarında “Polatlı 1929” yazısını görür. Zeki Güngör, fotoğraftaki Belediye Başkanı’nın öz dayısı ve eşi Yıldız Güngör’ün babası Kamil Kabalak olduğunu fark eder. Bu yanlışlığın düzelmesi için 2007 yılında Genelkurmay Başkanlığı aleyhine dava açar. Mahkeme kararı ile fotoğraf kaydı “Uşak 1933” olarak değiştirilir.
Memleketim ve yaşadığım yer her ikisi de çok sevdiğim .
Tarih 29 Ekim 2012, 1923′ te yanan o ateş büyüyerek yanmaya devam eder. Kaş’ta Cumhuriyet Bayramı bir başka güzel olur.
Dikiş bloggerlarından kendindik.com un Aklıma harika bir fikir geldi! Hadi bu sene 29 Ekim kutlamaları için kendimize kırmızı birşeyler dikelim! sözleriyle paylaştığı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramına dair dikiş projesini duyduğumda öyle heyecanlanmıştım ki hemen dikip sizinle dikiş aşamalarınıda paylaşmıştım. İşte benim 29 Ekim için hazırladığım kırmızı beyaz kıyafetim. Ve kendindik.com İrem hanımın En Güzel Kırmızı En Güzel Beyaz yazısı.
29 Ekim 2012 Kaş. Fener alayıyla yürüdük, meydanda marşlar söyledik, Kaş’ı hiç bu kadar kalabalık görmedik.
Bayramım, Bayramın, Bayramı, Bayramımız, Bayramınız, Bayramları Kutlu Olsun
Dikiş köşemden (eski yazılardan hatırlayanlar vardır belki yemek masasından dikiş köşesine terfi ettim) bu güne ait bir fotoğrafla bayramınızı kutlamak istedim işte benim kızım, kızımın Türkiye’ye gelen ilk singer dikiş makinesi ayağından yapılmış sehpası ve camda yağmurdan dolayı bu gün gri olan Akdeniz. İyi Bayramlar.
Bugün Biz Kendi Bayramlığımızı Yaptık
Ben bu gün değil, biz bu gün yaptık biz.
Artık öyle bir zamandayız ki her şeye her zaman ulaşabiliyoruz, çoğu şeyi elde etmek için beklememize gerek kalmadığı için bazı şeyler özelliğini yitiriyor. Efekan’a bayramlık almak daha önce hiç aklıma gelmemişti ama artık soyut şeyleri merak ediyor ve bende olabildiğince öğretmeye çalışıyorum. Bu noktada Bayramın ne oluğunu öğretmek gerekiyordu artık ve dün aklıma geldi öğretmenin en iyi yolu bizim küçükken yaşadığımız heyecanları yaşatmaktı ancak burada yeterince ürün bulamadığımızdan çoğu şeyi internet alışverişi yoluyla alırız ve iki gün içinde gönderim yapılması mümkün değildi üstelik öyle sık kıyafet alınıyordu ki Efekan için bu özel bir şey olmayacaktı. Neyse ki Efekan birlikte yaptığımız şeylere çok basit olsalarda paranın alabileceği çoğu şeyden daha çok değer veriyor (şükürler olsun ki).
Temel parçaları sipariş verirken bir kaç parça alırım ve bazılarını hemen açmam. Bu sweatshirt ten farklı üç tane almıştım ve bir tanesini açmamıştım. Aklıma Efekan’la birlikte sweatshirtü boyamak böylece kendi bayramlığımızı yapmak geldi. Daha öncede şapka ve tshirt boyamıştık daha doğrusu baskı yapmıştık. Bu işte mantık patates baskısıyla aynı hatta patateslede bu iş yapılabilir ancak ben hazırladığımız damgaların daha sonrada kullanabilmek için köpük tabak kullanıyorum.
Önce desene karar verdik, oğlan anaları Transformers Prime’ı iyi bilirler eğer bilmiyorlarsa da merak etmesinler kısa sürede öğreneceklerdir. Önce internetten Autobot ların simgesini bulduk.
Dayadık ekrana mulaj kağıdını kopyamızı çektik.
Mulaj kağıdından keserek çıkardığımız şekli köpük tabağın üzerine (hiç bir şeyi atamayan bünye nasılda yaz başında başka bir iş için kullanığı tabağı saklamış)koyarak kalemle bastıra bastıra çizerek şekli tabağa aktardık ve sonra o izlerden kalemle gittik.
Tabaktan keserek şekli çıkardık beyaz olması gereken kısımları toplu iğne ile çizerek yerinden çıkardık böylece o kısımlar boyanmadığı için beyaz kalacak.
Boya olarak kumaş boyası ve akrilik kullandık. Kumaş boyası ertesi gün tersten ütülendiğinde tamamen sabitleniyor.
Damgamızı her seferinde boyadıktan sonra sweatshirtte gelişi güzel seçtiğimiz noktalara bastırarak boyayı kumaşa aktardık. Çocuğun tırnakları kirli kirli demeyin parmak boyası onlar 🙂
Baskı yaparken özellikle boyamayı çok düzenli yapmıyorum ki baskı dalgalı olsun. Çocuk kıyafetlerinde bu görüntüyü seviyorum.
Renk geçişlerinde damgayı yıkayıp kurulayarak tekrar kullanabiliyoruz hatta saklayıp sonra farklı projelerde de kullanabiliyoruz.
Daha önce yaz başında bu yöntemi kullanarak yaptığımız çalışmalar. Şapkada gördüğünüz üzre baskı dışında aplikede kullandım.
Bulut Gibiyim
Ne zamandır aklımdaydı bu bulut ama sanki böyle işler için polimer kile mecburmuşuz fikri kafama öylesine yerleştirilmiş ki yıllarca keyifli işler yaptığım seramik hamurunu unutmuştum. Üstelik oğlumla faaliyet yapmak için bir miktar yoğurmuş ve kullandıktan sonra artanını buzdolabına kaldırmış olmama rağmen yine de aklıma gelmemişti. Oğlum bokböceği yapalım diye tutturmuştu armut dibine düşüyor gerçekten 🙂 işte bok böceklerimiz ve zombi kalbimiz.
Eyyyyyy kapitalizmin patronları hafızama ne yaptınız tarzı uzun bir konuşma yapardım şimdi ama sizi yormak istemiyorum. Bu hamur beyaz tutkal, un ve birazda nişastayla hazırlanan basit bir hamur ve iyi sarıldığı takdirde buz dolabındada tazeliğini bir süre koruyor. Bizimki artık kurumaya başlamıştı o yüzden pürüzsüzlüğünü yitirmeye başlamıştı ama benim için sorun olmadı bu. Bir kavanoz yardımıyla hamuru açtım.
Kağıda çizerek oluşturduğum kalıpları hamur üzerine yerleştirerek toplu iğne ile sınırlarını çizip makasla kestim.
Kurumaları için bir parça yağlıkağıt üzerine alarak bir kenarda beklettim kurumalarına bir gün yetti.
Yağlı boyalarımı kullanmaya üşendim zira kullanım sonrası fırçaları özenle temizlemek gerekiyor bende oğlumun sulu boyalarından ve ojelerimden yardım aldım.
Takı halkalarımın orta boyu bitmiş bende takı çivilerini keserek kendim halkalar hazırladım. Bulutun üst kısmındaki deliklere kolyenin zincirlerini taktım.Alttaki deliklere oje ile renklendirdiğim damlaları.
Sonraki projenin ipuçlarını da aldınız sanırım.
Bugün Ben 2
Çarıklı Ornitorenk Handmade
1800 lü yıllardan günümüze. Hani bayılırız ya Japonların kültürlerini nesilden nesile aktarmasına Kopar aileside öyle yapmış ama söz konusu olan bizim kültürümüz olunca durum aynı olmuyor. Kapitalizme, sanayileşmeye, kişiliksiz kullan at kültürüne her türlü nalete karşı durmuş bir aile bu çağda elinde ayakkabılar yapıyor. Ama ne ayakkabılar benim gibilerin aşık olabileceği ayakkabılar. Elin Hollywood’u keşfetmiş onları önce, Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi, Truva, Gladyatör, Büyük İskender filmlerine çarık yapmışlar. Türkiye’de 120, Karaoğlan, Kurşun Yarası, Fetih1453 filmlerine çarık yapmışlar ayrıca birde Ornitorenk Handmade’ e çarık yapmışlar 🙂
Derisinden dikilen ipine herşeyin doğal malzemeden doğal yollarla üretildiği doğal boyalarla boyanan el yapımı bu ayakkabıları giymek inanılmaz güzel. Yapan ellerin ustalığı ve mütevazılığı ise takdire şayan.
Anvelop Kırmızı Pazen Etek
Dergiyi elinize alınca siz nasıl model seçiyorsunuz bilmiyorum ama ben modelleri görünce direk dallı güllü pazenlerden dikiveriyorum kafamda o modeli. Bu modeli internette görür görmez gözümde kırmızı pazen canlandı ertesi gün koşup dergiyi aldım.
Önce kalıbı çıkardım aslında model pratik dikişte olduğu için paftaya direk basılmıştı ve başka kalıplardan ayrı olduğundan direk kesilebilirdi ama ben paftaları saklamak istediğimden mülaj kağıdı ile kalıp çıkardım.
Dergilerin dikiş aşamalarının anlatıldığı sayfalarında biçkinin de nasıl yapılması gerektiğine dair notlar bulunur, kumaş katına hangi parça koyulacak vs gibi bu talimatlara uygun olarak en az kumaş firesi verecek şekilde kalıpları kumaşın üzerine yerleştirip kaymaması için toplu iğne ile sabitliyoruz. Ancak bu modelde bu aşamalarda arka iki parça olacak şekilde verilmişti yalnız fermuar yandaydı bende arkada fermuar olmayacağına göre kumaş boyu da yettiği için arkayı iki parça kesmektense ön gibi kumaş katından ve etek boyunu üç santim daha uzatarak bütün biçtim.
Pens yerlerini kesmemize ya da çıtlatmamıza gerek yok sadece düzgün bir biçimde dikilmesi gereken kısımları toplu iğne ile işaretleyip diktim pamuklu ve sert kumaşlarda küçük dikişler için ütüyü takıp çıkarmaktansa tırnak ütüsü de yapabiliriz ben öyle yaptım.
Yan dikişleri kapattıktan sonra olası bir fermuar değiştirme vakasında zorluk yaşamamak adına dikişin hemen dışından her iki yanı ayrı ayrı zigzag dikiş geçip dikişin hemen dışından kumaşın kalan kısımlarını kesiyoruz.
Fermuarı dikiyoruz.
Bel kısmının pervazını üst kısma yerleştirip diktikten sonra ütü ile düzeltip pervazı içe kıvırıyoruz.
Dikişler ön taraftan belli olmayacak şekilde pervazı elimizde bastırıyoruz.
Etek ucunu da bastırdıktan sonra eteğimiz bitti. Sıra geldi kendindik.com un 29 Ekim’i kırmızı beyaz bir şeyler giyerek kutlayalım etkinliği için eteğimizi beyaz tişörtle giymeye
Sivri Dişler Nasıl Dikilir
kendindik.com u bilmeyen varsa bir ziyaret edin, güzel dikiş projeleriyle dikiş dikmek isteyenlere yardımcı olmaya çalışıyor ve Efekan’ın yaşlarında tatlımı tatlı bir oğlu var. kendindik.com İrem’de oğluna sivri dişleri olan bir dinozor sweat dikmek istemiş ne yazık dikiş aşamalarında hiç fotoğraf çekmemiştim dikilmiş bir kıyafet üzerinden ne kadar anlatabilirim bilmiyorum ancak Allahtan anlatılan anlatandan arif.
Ben önce mulaş kağıdı üzerine Efekan’ın bir sweatini sererek kabaca bir kalıp çıkartarak başladım işe. Kolevi gibi kısımlarda toplu iğneyi dikişin dibinden batırarak aldım ölçüyü bu hileyi birçoğunuz biliyorsunuzdur zaten. Düz hatları olan ve birazda genişçe hazırladığım bu kalıbı hem ön hem arkada kullandım. Kapüşon kalıbıda yine aynı şekilde hazırlandı sadece kalıbı çıkardığım kapüşondan iki santim kadar daha büyük bir kalıp çıkardım ki dinozorun sırtındaki çıkıntıları diktikten sonra onları gizlemek için payım olsun. Birde sırtındaki dikensi çıkıntılar için bir üçgen hazırladım.
Önce sırtını tek parça, ön parçaları iki parça, kapüşonu yine iki parçadan oluşacak şekilde biçtim. Üçgenin genişliğinin iki katı bir kumaşı ikiye katlayıp yan yana üçgenler çizerek onları dikerek ters çevirdim ancak her üçgeni birbirinden ayırdım ki kapüşon gibi yuvarlak hatlı yerlere yerleştirmek daha kolay olsun. Ardından polar kumaşın tüm nimetlerinden faydalandım normalde başka bir kumaşla dikmiş olsaydım kenarların atmaması için zig zag dikiş kullanmam, etek ucu gibi kısımları kıvırırken kumaş kenarını iki kat kıvırmak ve astar kullanmam gerekecekti ama polar atmayan pürçüklenmeyen bir kumaş olduğu için işim baya kolay oldu. Kapüşonu birleştirirken dikenleri araya yerleştirerek önce iki parçayı birleştirdim sonra kumaşın bir tarafını ve dikenlerin içte kalan kısmını biraz keserek geniş kalan kısmı dikişi gizlemek için bu kısımların üzerini örterek diktim ve dıştan tek tarafta dikiş olmaması için pay olmayan diğer kısımdanda süs amaçlı bir dikiş geçtim.
Aslında sırt parçası için yaptığım çizimde iki parçadan oluşan sırt araya dikenler yerleştirildikten sonra birleştirilecek paylar yanlara ütülendikten sonra şerit halinde kesilmiş bir parça bu payların üzerine yerleştirilerek dikenlerin her iki yanından payları gizleyecek şekilde dikilecekti ancak ben dikerken oğlum öyle heyecanlanmış ve heyecanını bana bulaştırmıştı ki bunu unutup çizimlerime göz atmadan bütün olan sırt parçanın tam ortasına dikenleri yerleştirip direk incecik diktim ancak diktikten sonra olabildiğince ince yaptığım için bununda hiç fena olamadığını farkettim.
Yan dikişler ve omuz dikişlerini yaptıktan sonra yedirerek kolları taktım ardından kapüşon ve bedeni birleştirdim aynı zamanda yakanın içe kıvrılacak kısmınıda bu esnada ayarladım. Kolağızları etek uçları gibi kısımlarıda tek kat olacak şekilde kıvırıp diktim.
Sweati ilk diktiğimde fermuar düşünmemiştim diş şeklinde elde yapılmış şimşir kumaşlar ve biye şeklindeki ilik evleri hazırladım ancak biraz geniş diktiğim için düğmeler açılınca fermuar ekledim. Fermuarın bir tarafta kumaşın üzerine dikilmesi gerektiğinden çirkin görüntüyü engellemek için şerit halinde kestiğim kumaşı fermuarın üzerine diktim yine polar bana yardımcı oldu.
Sonra oğlumun isteği ile dişler, göz ve kuyruk gibi ayrıntılar ekledim. Beyaz akfil kumaştan zig zaglar dikerek dişleri hazırladım ve kapüşonun ucuna şerit halinde kesilmiş poları üzerine yerleştirerek ve dikiş yerleri kapüşonu kıvırmak için kullandığım dikişe denk getirerek diktim.
Yine aynı beyaz kumaştan kumaş boyası ile gözler boyadım ve yarım daire polar göz kapakları hazırladım.
Uzun bir üçgen kestim kuyruk için ve sırttaki dikenlerden daha küçük bir üçgen ve yine ondan daha küçük bir üçgen hazırlayarak uca doğru küçülen dikenler görüntüsü vererek kuyruğu hazırladım. Yine etek ucuna şerit halinde kesilmiş polarla gizleyerek tutturdum.