Bu postun hazırlanma sebebi Nursun Hanımcığıma verdiğim söz. Bilmem o sözümü hatırlar mı, ya da unuttuğumu mu sanır? Esasen unutmadım da bizim kızların güzel pozlarını yakalamak istedim ancak pek başarılı olamayınca eski fotoğraflarından bir derleme yaptım.
Çocukken bilmem beslemediğimiz hayvan kaldı mı? Anneciğim nur içinde yatsın bir çocuğun sahip olabileceği en iyi anne olmakla kalmadı en iyi arkadaşta oldu her yaramazlığımıza ortak. Hal böyle olunca evde kirpide beslendi akvaryum içinde akrepte. Kedi, köpek ve yazları biz binelim diye alınan eşekler ve dahi kuzular, oğlaklar ve buzağılardan bahsetmeye gerek var mı bilmem daha niceleri hep çocukluğumuzda bize arkadaş oldu. Hal böyle olunca ben memleketten üniversite ve ardından iş hayatı için Ankara ya gidince ev tek başıma pek sessiz geldi bana ve bir can yoldaşı arayışım Siyami Can’ım la nihayete erdi. Siyami bana geldiğinde altı aylıktı çoğunlukla insanlar yavru isterler ve depresyonda bir kedicikti ki bu konuda uyarılmıştım. Ben herşeye varım dedim ve Emine (Siyaminin anneannesi ilk sahibi) iyi ki bu konuda bana güvendi ve oğlumu bana verdi. Eve geldiği dakika mutfak dolabının altına giren oğlum iki ay bana yüzünü göstermedi yalnız geceleri ve ben işteyken mamasını yemek ve tuvalet için o dolabın altından çıktı. Evde çok gergin günler geçirdik ve itiraf ediyorum kaçsın diye mutfak penceresini açık bıraktığım dahi oldu ki o kaçmadı. İki ayın sonunda artık sabrım taştı bir birimizin yüzünü artık görme ve alışma vaktimizin geldiğine karar verip altına yada arkasına saklanılacak hiç bir şey olmayan odam dışında her yeri kapatarak süpürge sapıyla bebeğimi zorla dolabın altından çıkardım ve planladığım gibi o odaya giren Siyami tamamen savunmasız benimle baş başa kaldı. Perdenin arkasına saklanıp korkudan tıslayan kediciği parça pinçik olmayı göze alarak elimdeki havluya sararak alıp göğsüme bastırdım tısladı tısladı ve derin bir nefes verip burnunu boynuma gömüp kokumu içine çekti. O an bizim miladımız oldu sonrasında o melek oluncaya dek hiç ayrılmadık, hep o minik burun benim boynumda patileri omuzlarıma sarılmış vaziyette ana oğul bir kedi ile evini paylaşmayanların anlayamayacağı günler geçirdik. Siyamları bilenler bilir geveze çocuklardır ve benim oğlumun bana “anneeeee” diye seslendiğini duyan kişi sayısı birden fazladır.
Siyami’ ye aşık olanlar kervanına katılan koca kişisi ki o zamanlar sevgili kişisiydi İrem’i evlat edindi. Böylece çocuk sayımız ikiye yükseldi.
İrem ve Siyami gördüğüm en güzel çift oldular.
Sonraki zamanlarda Siyami ve İrem’in bir çok yavrusu oldu Zeytin kız da kimselere vermeye kıyamadığım olarak bizde kaldı.
Aileye son katılan yavrunun gaz çıkarma seanslarında da İrem’in tecrübelerinden çokca faydalandık.