Mar30
Monthly Archives: Mart 2015
Mar29
52 Haftada Baskı Yapmak 4. Hafta
52 Haftada Baskının 4. haftasından merhaba.
Programın biraz gerisinden gitsem de bir yerlerde yetişirim diye umuyorum yol arkadaşlarıma.
Her hafta bir kumaş boyama deneyimi yaşama fikri beni heyecanlandırırken bunu sadece baskı yapma boyutunda tutmayıp bu konuda zihnimi kurcalayan tüm teknikleri deneyesim var ki sonlara doğru shibori tekniğini denemezsem gözüm açık gider.
Ben şanslı bir çocukluk geçirdim güzel ve yeşil bir ilçede esnaflık, ticaret ve çiftçilikle uğraşan bunca iş bir arada yürümeyeceğinden o zamanların orta direk tabir edilen sınıfını alt sınırdan ancak yakalayabilen bir ailenin içinde yetiştim ve her şeyi görme şansım oldu böylece. Bakır nasıl kalaylanır, koyunların yünleri kazanlar kurulup nasıl boyanır eğirilip sonra nasıl halı kilim dokunur (ki ikisinide dokuyabilirim çocukluktan beri). Bahçeye göveri nasıl dikilir, tarhana bulgur nasıl yapılır? Tam olarak hiç birini bilmesem de hafızama aldığım kareler sayesinde işe giriştiğimde hiç yabancılık hissetmem ben.
İşte o yıllardan yün ve kumaş boyama ile ilgili çok kare var zihnimde canlandırılması gereken.
Çivit mesela indigo mavisinin kendisiymiş mesela ama anneannem çiviti nasıl elde ederdi hangi ottu o onu bulmalıyım.
Pelit, cevizin yeşil kabuğu ve yaprakları, soğan kabuğu ve daha bir sürü bitki.
Şöyle bir resmi az çok pinterest ve blog dolaşan herkes görmüştür de bu ecnebi dediğimiz memleketler bunları keşfetmeye bunca uğraşırken bunları reçete edip dökümantasyon yaparken biz hazır olan bilgiyi neden kaybettik?
En nefret ettiğim söylemdir diktiğim bir şey için “hazır gibi” denilmesi, söyleyen iltifat ettiğini sanırken nasılda aşağılamıştır bence el becerimi fabrikasyonla kıyaslayarak.
Hazır olana karşı bir duruş benimkisi ve yapabileceğime inandığım her şeyi yapma isteği.
Benim bilgiyi sorup tekrar canlandırabileceğim bir yakınım kalmadı hayatta, o yüzden deneye deneye bulacağım hepsini ve burada kayıt altına alacağım.
İnternette bilgi gani, oku dersen ben üşengecim biraz biliyor musun? Bir de şüpheci. Denemek daha kolay benim için bir de internetten denediğim ve ilk deneyimi misafir önüne çıkarma cesaretinde bulunduğum pasta börek tariflerinden sonra ben internetten elde ettiğim bilgiyi on ayrı kaynaktan teyit etmezsem güvenemiyorum. Bazen bakıyorum aynı tarif aynı yazım hatası ile beş blogda karşıma çıkıyor Ctrl C-CtrlV dünyasında insan bir kez gözden geçirmez mi canım ne yazıyormuş diye? Geçirmiyorlar işte.
Mevzu çok basit ama ben anlatmaya başlayınca çok uzuyor.
Soğan kabuğu ile kumaş boyama benim bu haftaki gündemim.
Soğan kabuklarını bir süre biriktirdim, artık yeterince kabuğum olduğuna inandığımda da onları bir tencere içindeki kaynar suya atıp kaynatmaya başladım anneannemin deyimi ile de bir hapaz tuz attıktan sonra bir müddet daha kaynattım. Her şey göz kararı ve zaman tutma gibi şeylerden yoksun benim deneyimlerim, bu anlamda çok sağlam bir dökümantasyon beklememek lazım sanırım benden.
Daha önce dikiş makinesinde düz dikiş ile desenleme çalışması yaptığım ham pamuklu bezi tencerenin içine atarak bir süre daha kaynatmaya devam ettim.
Soğuk su altında artık boya akmayıncaya kadar duruladığım bezi kuruttuktan sonra ham hali ile boyanmış hali arasındaki farkı görebilirsiniz.
Soğan kabuklarından elde ettiğim boyayı bir cam kavanoza alarak sakladım belki başka çalışmalarda kullanırım.
Mar29
Haftanın Instagram Anları 68
Bahar geldi çiçek açtı daha ben şöyle çiçekli böcekli bir Instagram fotoğrafı yayınlayamadım iyi mi?
Nasip haftaya daha eğlenceli bir Instagram Anları yazısında buluşuruz inşallah.
Bu arada Instagram’da beni takip etmek isterseniz kullanıcı adım goncaceylandikici
kahvesiz olur muymuş hiç?
…
arabesk şarkı bilmemem ne kötü 
Mar29
Barış Petekleri
Çok geç kaldım bu projeyi duyurmak için başvurular Mart ayı sonunda bitiyor katılmak isteyenler olursa elinizi çabuk tutun emi.
Katılım için tüm gerekenleri linke tıklayarak inceleyebilirsiniz.
Söz konusu olan devasa bir kalıcı açık hava sergisi. Daha önce karma sergilere katılsam da hiç biri bu denli heyecan verici değildi.
Mekan Çanakkale olunca, sergi kalıcı olunca ve konu barış olunca heyecanlanmamak mümkün mü?
Vira bismillah deyip resme başladım, henüz çok başındayım ve planladığım gibi ilerlemiyor tamamen bambaşka bir resim çıkıyor ortaya ve sanırım en iyisi zaten böylesi 🙂
Mar29
Durum Raporu Şeysi XII
Bu aralar hayata ayak uyduramıyor ve yetişemiyorum. Şimdiden 52 haftalık kumaş baskı serüvenin iki hafta gerisinden gitmeye başladım bile.
Ancak dediğim gibi yaşamaya ayak uyduramıyorum şu sıralar ki çevrede olup bitene, yapmam gerekenlere ayak uydurmam mümkün görünmüyor benim için. İstemsiz kaslar grubundan olmasa kalbim, belki onun bile atması mümkün olmayacak bu aralar o derece.
Neredeyse yirminci yılına girdiğim çalışma hayatımda son beş yıldır çalıştığım pozisyondan istifa ettim mesela. İşimden değil sadece çalıştığım pozisyondan istifa ettim ve şu an idare cevap vermek için bekleme süreleri olan bir aylık süreyi kullanıyor sonrasında ise ne iş yapacağım henüz bilmiyorum ama daha ne kadar kötü olabilir ki düşüncesi beni ayakta tutuyor.
Sonra henüz tam geçmeyen 1 hafta yattığım ve 4 gün 39,5 °C ateşle cebelleştiğim bir hastalığı atlatmaya çalışırken stres ve ilaçların etkisiyle midem delinmeye kalktı da delinemeden hastaneye yatıp serum ilaç durdurduk, henüz daha taburcu olmasam da pazartesi belim için fizik tedavi randevum olduğuna göre ayaktan tedavi almak için taburcu olma gerekliliğim var.
Yetişmem gereken 52 haftalık program dışında çok büyük bir proje için iki hafta içinde bitirmeyi planladığım ve bu gün vira bismillah dediğim yağlı boya bir resim var.
Katılmak istediğim bir oyuncak yapımı yarışması vardı ki başvuru katılım süresi hiç birini henüz incelemedim ve büyük ödül olan dikiş makinesinin Amerika ve ya Kanada dışında bir yere gönderilmeyecek olması şevkimi kırmıştı zaten yoksa daha yarışma postunu okurken milyon tane fikir geçivermişdi aklımdan.
Porselen ve dikişi bir arada kullanacağım resim projem içinse aylardır porselen parçalar yapıp biriktiriyordum ki işin porselenle ilgili aşaması artık bitti şimdi dikiş makinesi ve tuvalin başına geçme vakti.
Ev, ütü, yemek tüm bunları düşünmüyorum bile o biçim yani.
Ve ben yetişemiyorum.
Yetişmek istiyor muyum?
???
Bahardan mı tüm bunlar?
Evet yeşil o açık havada ise daha yeşil.
Mar24
Geridönüşüm
Blogu yazarken en büyük handikabım bu benim;
Tüketiyor muyum?
Tüketmeye karşıyken tüketmeyi mi salık veriyorum alt metinde?
Ürettiğimi paylaşırken kendimle ters mi düşüyorum?
Bazen yeni bir kumaşı alıyorum elime, kulağıma da fısıldamış ne olmak istediğini ama birden bir iç ses ihtiyacım var mı buna diyor?
Son zamanlarda yaşadığım kilo değişimleri sebepli içine giremediğim giysilerim olmasa tüketme korkusuyla üretmeyi bırakacağım o denli.
Bu parça sevdiğim bir arkadaşım tarafından verildi bana yani ikinci el bir nevi ve yaptığım değişikliklerle de bir geri dönüşüm ürünü.
Arkadaşım”bu elbise sanki senlikmiş gibi geldi bana” dedi.
Evet benlikti ama ruhumu teslim ediverecekmişim hissi yaratan yakası hariç.
Bende ufak bir el atmak istedim minicik dikiş numaraları ile modelini biraz değiştirdim.
yakayı söktüm ve bisiklet yaka olacak biçimde bastırdım. Kolları söküp kenarlarını bastırdım.
Kollardan çıkan parçaları önce birleştirdim ardından üzerinden elbisede kullanılan zigzag dikişle giderek süsledim ve omuzda kullanılan detaya uygun olarak dikiş dikişe gelecek şekilde ayarlayıp salaş kocaman bir cep haline getirdim.
Sonrada çok bir şey yapmışım gibi boy boy fotoğraf çektirdim.
Bir de üstüne porselenden boncuk yapıp işleme ipi ile işleyip boynuma asıverdim. Böyle de şımarık biriyim.
Mar24
Haftanın Instagram Anları 67
Kolumu bile kaldıramadığım bir haftanın ardından bundan sonrası güzel olsun be canım diyerek Instagram galerimden fotoğraflarla baş başa bırakıyorum sizi.
Bu arada daha fazla fotoğraf görmek ve Instagram’da beni takip etmek isterseniz kullanıcı adım goncaceylandikici
çatlamadan kurusun ne olur
toprak toprağa, küller külere miydi o?
üstelik zümrüt yeşili, akşam olur mu bu gün?
falımda balık çıktı
doğadaymışımdı
baharmıştı güzelmişti canmıştı
geçen hafta bir eğlendim bir eğlendim öyle böyle değil üstüne bir de kolaj yaptım
Mar10
52 Haftada Baskı Yapmak 3. Hafta
maceranın 3. haftasından merhaba.
Bu hafta yeni baskı kalıpları oydum ve daha önce de kulandığım ananas baskı kalıbını kullandım tekrar.
Malzemelerim zümrüt yeşili renkte akrilik boya, sarı keten kumaş, kendi oyduğum baskı kalıpları.
Boyayı kalıplara fırça ile sürdüm.
Bu kumaşı yapış nedenim Efekan’a oyuncaklarını yanında taşıyabileceği bir sırt çantası dikmekti ancak o kumaş bittiğinde gömlek isterim diye tutturdu. Kumaşım gömlek olabilecek boyutta değil ancak sarı keten kumaşın devamı elimde mevcut kim bilir 😉
Baskı yaparken bu kez mesafeler eşit olsun diye iğneler yardımı ile ölçü aldım.
Mar10
Haftanın Instagram Anları 66
Biten bir haftanın ardından bakalım Ornitorenk neler yapmış?
Bu arada daha fazla fotoğraf görmek ve Instagram’da beni takip etmek isterseniz kullanıcı adım goncaceylandikici
dedemi yeni kaybetmiştik anneannemin kendi evinde geçirdiği ve bilincinin açık olduğu son günlerdi. sonrasında dedeme olan özlemden midir bilmem çoğunlukla teyzemin adını bile hatırlamamış. işte o zaman, o bilincinin açık olduğu o son günlerde dedi ki bana; “öbür odada bi çul var çabıttan değil dedenin dükkandaki iplerden dokudum koray sardı yumakları ben dokudum. onu al tamam mı? bi sen bilirsin kıymetini öbürküler beğenmez biliyorum ama sen kullanırsın götür evine kullan tamam mı?” işte o günden beri evde tek değişmeyen şey bu kilim hepte öyle olacak
#fromwhereistand
bıyıklı kızım benim
sensin bayan, ben kadınım!
#ojesizgezmeyenlerkulubu fotoğrafı çekecektim bende mat koyu gri ojeler sürecek belki yüzük parmağımın tırnağını başka bir renkte boyayacaktım ama toprak çağırdı
Mar2