Bu durum raporları daha ne kadar sürer bilmiyorum. TTnetle olan kablolama sorunumuza hala bir çözüm önerisi gelmiş değil üstelik kullanamadığımız ve evimize ulaştırmadıkları internet için hala fatura ödemekteyiz. Bir yandan da Alper’in dediği gibi birbirimize daha çok vakit ayırır olduk ve vaktimizi daha verimli geçirmeye başladık bu sayede. En iyisi bu sıkıntı giderildikten sonrada bu düzenden sapmamak.
Haftaya gelecek olursak;
Leziz bir hediye aldım önce. Kuzugöbeği bulması zor olan bir mantar cinsi kendisinden haberim olsa ve tezgahlarda görsemde hiç tatma şansım olmamıştı. Şu an mevsimiymiş ve kocamın bir iş arkadaşı bana göndermiş bunları. Ne zarif bir davranış ve öylesine lezzetli ki anlatamam. Çeşitli tarifler olmasına karşın ben önce suyunu salıp çekinceye kadar tencerede tuttuktan sonra saf zeytinyağı ve soğanla kavurdum o kadar. İlk kez tadacağım bir lezzetti başka şeylerle maskelemek istemedim. İyiki de öyle yapmışım. Mevsimi geçmeden bulursanız deneyin.
Bir sürü ama bir sürü kumaş biçtim. Benim için dikişin en sıkıcı kısmı ve genelde kalıp çıkarıp biçmeye üşendiğim için bir türlü başlayamadığım dikişler olur. O yüzden bu kez bir sürü şey biçtim. Bir elbise, bir buluz ve bir etek görüyorsunuz fotoğrafta bundan sonra ara ara böyle yapmaya karar verdim.
Eskiden de evde ekmek yapardım uzun süredir yapmamıştım hafta sonu bir kocaman bir de küçük ekmek yaptım. Bir süre gider bu artık çavdarlısı, kepeklisi, tam buğdayı.
Ve kumaşlar ve kumaşların şahı pazen.
Neredeyse bende bir tutkuya dönüşen kumaşlar Ankara’dan geldiler benim için ve bu kez yanlarında birde kutnu getirmişler sanki benden kalem pantolon dik mi diyor kutnu yoksa bana mı öyle geliyor? 🙂
ornitorenk handmade 