Düşmez kalkmaz bir Allah demişler. Pembeyi nasıl sevmiyorsam o kadar karşıma çıkıyor. Pembe benim için Paris Hilton, kremalı pasta, Barbi bebek, aynanın karşısında kendi kendine öpücük atıp fotoğraf çeken ergen demek. Ki hepsi birden birleşip bir gece rüyama girse sabaha çarpılmış olarak kalkarım gibi bir his var içimde.
Aralara mor, hardal, turkuaz serpiştirdim ki daha bir kabullenebileyim.
Ben küçükken küçücükken yaşadığım küçük küçücük kasabada baykuşların uğursuzluğuna inanılırdı. Ne zaman baykuş sesi duyulsa büyükler kimin bacasında ötüyorsa o evden cenaze çıkacağından bahsederdi. Güneş henüz doğmadan uyanırdım bazı yaz günleri saati okumayı bilmezdim daha o zamanlar camın önündeki tığ işi örtüler ve çin işi işlemeli kırlentlerin süslediği divana oturur pencereden dışarıyı izlerdim sessizce. İşte böyle bir gün daha gün henüz ışımamışken bir baykuş kondu yolun kenarındaki kavak ağacına ve ötmeye başladı ben korktum hemde çok hemde uzunca bir süre.
Bu günlerde ben kendimi sapanın meşinine yerleştirip geri geri gidip gidip uçasım var birilerinin üzerine ama domuzlarla bir alıp veremediğim yok bu durumda benden aslında Angry Bird değil olsa olsa Deli Tavuk olur ancak .
Toplanmışlar bana gelmişler bir kahve ikram etmeden, fıstıklı lokum yedirmeden göndermek olmaz.
Dizilmişler menemen testisi gibi yan yana çok terbiyeli çocuklar uslu uslu oturdular.
Aileye katılan yeni baykuşlar.
Keyifsizim bu günlerde öyle yoğun günler yaşıyorum ki iş yerinde üstelik mesaimde bir saat arttırılınca büyük projelere vakit ayıramıyorum. Yapılacaklar listemden birini daha eksiltmek ve bu küçük işler bir şeyler yapma açlığını bir miktarda olsa doyuruyor.
ornitorenk handmade 